16 Ocak 2013 Çarşamba

Neden Tanrı'yla Bu Kadar Takıntılısınız?




 

   Bugün bir videoya rastladım ve bu vesileyle Stephen Hawking'i bir kere daha sorguladım. Onu daha yakından tanımama sebep olan şey ise bir Ateiste sorduğu şu soruydu: Neden Tanrı'ya bu kadar takıntılısınız? Aslında benim de aklıma sıkça takılan bir soruydu bu. "Neden?"
  İtiraf etmeliyim ki, ateistlerin sıkça dile getirdikleri "Beyninizi kullanın" sloganı Tanrı'nın varlığına bizi bir adım daha yaklaştırıyor. Bilimdeki her şey özellikle de Uzay ve Kuantum fiziği bize onu apaçık gösteriyor. Dini doğmatik ve kalıplaşmış gören bazı insanlar, insan ruhunun özgürleşmesi gerektiğini savunuyorlar. Aslında özgürleşmek Tanrı'yı bulmaktan geçer. Bu da doğmatik ve kalıplaşmış şeyleri defalarca tekrarlamaktan ziyade O'nu aramakta ve yaşamakta saklıdır. Yani O'na ulaşmak ancak ve ancak, tüm bunların birleşmesiyle olacaktır. O'nu araştırmak, O'nu öğrenmek ve O'nu yaşamak. İşte şu küçük bedenlere sıkışıp kalmış olan biz insancıklar ancak ve ancak O'nu yaşayabildiğimizde özgürleşmiş olacağız.
   "Stephen Hawking Tanrı'ya inanıyor mu?" sorusu hala tartışılagelirken, ben onun öne sürdükleriyle özgürleşmeye bir adım daha yaklaşılabileceğine inanıyorum. Evren ve Onun temeli, Başlangıç, Son, Zaman gibi kavramları çözebildiğimizde aklımız ile belli mesafeleri katedebileceğiz.  Fakat tekrar ediyorum ki; Tanrı yalnız akıl ile bulunmaz. Demek ki, beyni kullanmak da yetmez. O halde ihtiyacımız olan şey nedir?
  Geçenlerde bir radyo programında dinlemiştim. Şöyle diyordu sunucu; akıl ile aşık olunmaz. Ve  insanoğlunun dünyaya (ilahi)  aşk için geldiğini savunan bendeniz Stephan Hawking'i (fikirlerini) araştırmaya ve sizinle de paylaşmaya karar verdim. Buyrun, iyi düşünmeler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder